Süveyda’da kırılgan ateşkes: Dürzi-Bedevi çatışması ne olacak

“`html

Dürzi Çatışmalarının Arka Planı ve Süreç İçindeki Gelişmeler

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Dr. Tuba Yıldız, Süveyda bölgesindekş Dürzi ayaklanmalarının sebepleri ve bölgedeki dinamikler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Suriye’nin güneyindeki Süveyda ilinde, 13 Temmuz’da Dürzi toplumu ile Bedevi gruplar arasında patlak veren çatışmalar, giderek alevlendi ve bir hafta sonra sağlanan ateşkesle sona erdirildi. Şu anda Suriye güvenlik güçlerinin bölgeye girmesi ile aşamalı bir huzur sağlanmış görünse de, Cuma akşamı Süveyda’ya doğru hareket eden binlerce aşiret milisinin hâlâ bölgede olması, gerçek bir sakinliğin oluşması için ek zamana ihtiyaç duyulduğunu göstermekte.

Dürzi topluluğunun önde gelen liderlerinden Hikmet el-Hicri’nin, çatışmaların başlangıcından bu yana sergilediği sert tutum ve müzakerelere katılmayı reddetmesi, Dürzi toplumu içindeki gerilimin devam edeceğine işaret ediyor. Bu durumda, Dürzi topluluğunun tavrı, Suriye hükümetinin süreci nasıl yönettiği ve krizi derinleştiren İsrail’in Dürzi politikaları çerçevesinde pek çok yanıtsız sorun ortaya çıkıyor.

ARALIK DEVRİMİNDEN GÜNÜMÜZE DÜRZİ ÇATIŞMALARININ GELİŞİMİ

8 Aralık devriminde Dürzilerin Beşşar Esed’in iktidarının devrilmesinden duyduğu memnuniyet, Süveyda’nın merkezindeki Kerame meydanında düzenlenen gösterilerle kendini göstermiştir. Suriye iç savaşının başlangıcında, Dürziler, tarafsız kalarak çatışmalara girmemiştir. Ancak 2013’te Vahid Bulus’un önderliğinde kurulan “Ricalü’l Kerame” ile sınırlı bir Dürzi muhalefeti doğmuştur. 2023’te gerçekleşen protestolar, Dürzi-Esed ilişkisinin dalgalı seyrini ortaya koymuştur. Ağustos 2023’te rejime karşı başlatılan ayaklanmalar belli bir yankı doğurmasa da, Dürzi toplumunun Esed yönetimini istemediği gerçeği netleşmiştir.

Aralık devriminden sonra Dürzi topluluğu ile Suriye hükümeti arasındaki gerilimde, üç önemli kriz noktası belirginleşmiştir. Geçtiğimiz Şubat ayında Dürzi bölgesi Ceramana’daki milisler ile Suriye güvenlik güçleri arasında başlayan çatışma, güvenliğin sağlanması adına daha fazla somut adım atılması gerektiğini ortaya koymuştur.

11 Mart’ta Dürzi liderlerin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile gerçekleştirdiği görüşmeler olumlu bir atmosferde geçse de, Hicri’nin müzakerelere katılmamış olması, Dürzilere yönelik iddialar ve İsrail’in Dürzi politikalarının zamanla daha net hale gelmesi, Dürzi toplumu içindeki gerilimin süreceğine işaret etmektedir. Mart ayında, Dürzi din adamlarının İsrail’deki “dini amaçlı” ziyaretleri, mezhebi tartışmaları gündeme getirmiş ve 29 Nisan’da bir Dürzi din adamının Hz. Muhammed’e hakaret ettiği iddialarıyla yeni bir çatışma ortamı doğmuştur.

İkinci aşamada, Dürzi gerilimi “tekfir” kavramı çevresinde yeniden şekillenirken, Hicri’nin Dürzi kimliğini koruma çabaları, İsrail’in azınlık Dürzileri koruma gerekçesini beslemiştir. Suriye hükümeti, bu hassas durumu dikkatle izleyerek, Süveyda’nın güvenliğinin Dürzi grup tarafından sağlanmasına dair bir anlaşmayı onaylamıştır. Sürecin en kanlı aşaması, toplumsal kriz düzleminde yaşanan olaylar sonucu ortaya çıkmıştır; Bedeviler ile Dürziler arasındaki adam kaçırma sorunları, katliam görüntülerinin yayılmasıyla daha da derinleşmiştir.

Burada, Dürzilerle Bedeviler arasındaki çatışmalar Suriye tarihindeki ilk örneklerden değildir. 2000 yılında yaşanan benzer çatışmalar sonucunda, iki grup arasında onca can kaybı yaşanmıştı. Ancak günümüzdeki güvenlik meseleleri ve iki grup arasındaki çatışmanın kıvılcımları, Suriye’nin kırılgan yapısında önemli bir rol oynamaktadır. Dürzi dini ve aşiret liderleri, mezhepsel düşmanlık olmadığını belirtse de, mevcut krizlerin yeniden nüksedebileceği olasılığı güçlenmektedir.

OTONOM YÖNETİM Mİ, İSRAİL HİMAYESİ Mİ? DEVLETE BAĞLILIK MI?

Aralık sonrası Dürzilere yönelik sorunlar, topluluğun otonom yönetim talebi etrafında şekillenmiştir. Özellikle Hicri’nin bu talepleri, uluslararası destek ve özellikle İsrail gözetimindeki özerklik arayışlarıyla birleşmiştir. İsrail, 1967’den bu yana Golan bölgesindeki Dürziler için bir özerklik projesi geliştirmek istemektedir. Dürzilerin ulusal birlik vurgusu ile İsrail desteğinin çakıştığı mesele, farklılıklar içermektedir.

İsrail’in, devrimin ilk dönemlerinde Golan Dürzilerinin kendi yanına katılma isteği üzerine yaptığı propagandalar ve insani yardımlarla desteklenen yaklaşımları, istenen sonuçları vermemiştir. Hicri karşıtı söylemleriyle öne çıkan komutanlar, Dürzi toplumu içinde birliğin brokola olabileceğini ortaya koymaktadır. Hicri’nin etrafında şekillenen algının ötesinde, Dürzilerin farklı liderlerle hareket ettikleri de anlaşılmaktadır.

Şu an için Süveyda’da devlet kontrolünün güçlenmesi, Dürzi-Bedevi çatışmalarının kontrol altına alınması, Hicri’nin harekete geçmediğini gösteriyor. Ancak Suriye’deki iç dinamiklerin her yeni krizi tetiklediği unutulmamalıdır. Aynı zamanda, Dürzi toplumu üzerindeki bölgesel ve uluslararası politikaların etkileri, belirgin bir şekilde hissedilmektedir. Fırat’ın doğusundaki gelişmelerin Dürzilere de yansıdığı ve herhangi bir dengenin sarsılmasının bu toplumu da etkilediği gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, Dürzi topluluğuna yönelik politikaların şekillendirilmesinde, farklılıkları göz önünde bulundurmak önem arz etmektedir.

[Tuba Yıldız, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi’dir.]

“`

Related Posts

Dürüst Şoför Cüzdanı Sahibine Ulaştırdı

İnegöl’de otobüs şoförü 6 bin TL’lik cüzdanı bulup sahibine ulaştırdı. Yolcu şoföre teşekkür etti.

Bakan Fidan uyardı: Müdahale ederiz

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “(Suriye’deki gruplara) Bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, bunu milli güvenliğimize doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz” dedi.

Bozcaada Caz Festivali 5-7 Eylül’de

Festival, çok katmanlı deneyimlerle ‘Bedenlenme’ teması etrafında müzikal ve düşünsel keşif sunacak.

Alina Volvak, Tokat için işini bıraktı

Rusya’daki eczacı Alina Volvak, Tokat’taki yaz okuluna katılmak için işinden istifa etti.

Yunanistan’dan Mavi Vatan’a karşı hamle… 12 mil sinyali

Yunanistan, Girit’in güneyinde tartışmalı alanlarda deniz parkı ilan etti ve bunun ardından da karasularını 12 mile çıkarabileceği iddia edildi. Atina’nın adımı, bölgedeki gerginliği artırırken Türkiye de kendi deniz koruma alanlarını ilan etmeye hazırlanıyor.

Barrack’tan Suriye’deki İsrail müdahalesine eleştiri

ABD Büyükelçisi Barrack, İsrail’in Suriye’deki müdahalelerini eleştirerek destek vurgusu yaptı.